80’ler Türkiye sinemasında ortaya çıkan ve `kadın filmleri` adıyla anılan alt türün başlıca örneklerinden 1987 tarihli Asiye Nasıl Kurtulur, bu alt türle en çok ilişkilendirilen yönetmen Atıf Yılmaz imzalıdır. Birçoğu erkek yönetmenler tarafından çekilmiş filmleriyle Yeşilçam temsillerinden farklılaşan başroldeki kadın karakterlerinin yaşadıkları problemlere odaklanan alt türün ortaya çıkışında, darbe sonrası baskı ortamında sesi en gür çıkan toplumsal hareketlilik olan feminizmin popülerleşmesi büyük rol oynar. Bu dönemde feministler; cinsiyet ayrımcılığının, ev içi şiddet, kürtaj hakkı gibi meselelerin daha geniş çevrelerce tartışılmaya başlanmasına ön ayak olmuştur. Öte yandan, Atakav’a göre, Yeşilçam döneminde yetişmiş toplumsal gerçekçi temaları işleyen sinemacılar jenerasyonu darbe sonrası baskı döneminde girdikleri üretim krizi sonucu daha bireysel temalara yönelirler. Kadın hikayeleri ise bu yönetmenlerin sosyal/politik eleştirilerini daha geniş bir alana açarak devam ettirmelerine olanak sağlar.1
Filmde önce, ana mekanımız olacak olan genelevle, genelev patronu yardımcısı Selahattin`in rehberliğinde tanışırız ve o gün genelevi fuhuşla mücadele derneği başkanının ziyaret edeceğini öğreniriz. Dernek başkanının ziyaretinin sebebi, kendisine Asiye imzasıyla gönderilmiş mektuptan etkilenip “kendini bu yoldan kurtarmayı başarmış örnek kadın”la tanışmak istemesidir. Fakat burada Asiye adında biri yoktur. Mektup üzerine tartışma alır yürür, genelev çalışanları ve Selahattin’in muzipliğinin karşısında, dernek başkanı insanın her koşulda kendini korumak için direnebileceği, bunun zor da olsa imkansız olmadığı görüşündedir. Bunun üzerine Selahattin, Asiye’nin hayatının genelev çalışanlarınca canlandırılmasını önerir, dönüm noktalarında dernek başkanı Asiye’ye akıl vererek onu ‘kurtaracaktır’. Roller paylaştırılır, Asiye’yi Nazlı(Müjde Ar) canlandıracaktır, Selahattin anlatıcı rolünü üstlenir; dernek başkanı, yardımcısı ve o sahnede rol almayan genelev çalışanları da seyirci oluverirler. Böylelikle film içinde oyun sahnesi kurulmuş olur.
Asiye Nasıl Kurtulur’un senaryosu, Atıf Yılmaz’ın bu dönem özellikle edebiyat uyarlamalarında sıkça işbirliği yaptığı Barış Pirhasan tarafından Vasıf Öngören'in aynı adlı oyununun uyarlamasıdır. Öngören’in 1969 yılında kaleme aldığı oyun hem estetik hem anlatı bakımından bir epik tiyatro örneğidir. Nejat Saydam’ın aynı oyundan 1974 yılında uyarladığı ve Asiye rolünü Türkan Şoray’ın canlandırdığı Asiye Nasıl Kurtulur filminin aksine, Barış Pirhasan epik ögeleri korumuş, hatta bu yönde yeni buluşlarla anlatımı renklendirmiştir. Öngören’in metninde fuhuşla mücadele derneği başkanı tiyatroda ağırlanır ve dönüm noktalarında oyun kesilerek dernek başkanının Asiye’nin ne yapacağına karar vermesi istenir. Oyun kesintileri ve anlatıcının sahne betimlemelerinin epik tiyatro bakımından işlevi, seyirciye izlediğinin bir oyun olduğunu devamlı hatırlatmaktır. Bu hatırlatmanın amacı, seyircinin oyunun anlatısına kendini kaptırmamasını sağlayarak, oyunu sorgulayıcı bir tavırla kavramasının önünü açmaktır. Pirhasan’ın dramaturjisindeki kendi deyişiyle “olayın tiyatro salonundan çıkarılıp, fantastik bir genelev dekoruna yerleştirilmesi,” karakterlerin sahneye tepkilerinden doğan kimi yabancılaştırma etkilerine de zemin hazırlamıştır.2 Mezeciden yemek çalarken yakalanan Asiye’nin, mezeci tarafından tacize uğramasının canlandırıldığı sahnenin Nazlı’nın ‘şakanın bokunu çıkardı hıyar’ diyerek ortaya atılmasıyla bölünmesi ve mezeciyi canlandıran oyuncunun birazdan başından aşağı dökülen yemeklerle çıkageldiğini görenlerin kahkahayı basması Pirhasan’ın sözünü ettiği yabancılaştırma efektlerinin ilk akla gelen örneğidir. Oyun mekanında yapılan değişiklikle ortaya çıkan oyuncu/seyirci seks işçilerinin reaksiyonları, yabancılaştırma efekti formüle edilirken sıkça karşılaşılan didaktizm yerine mizaha kapı açıyor.
Film, seks işçiliği gibi toplumsal bir tabuyu işlerken, yeşilçamvari melodramatik temsiliyet tuzaklarına düşmeden, meselesini ahlaki bir problem kodundan bir sistem eleştirisine çeviriyor ve seks işçiliğinin bir meslek olduğunu üzerine basa basa söylüyor. Bunu yapabilmesinde yukarıda değinilen biçimsel tercihlerin etkisi büyük: Oyun mekanının geneleve taşınmasıyla, bu genelevin şenlikli atmosferi, ‘kötü yola düşmüş zavallı kadın’ anlatısını baştan geri çeviriyor. Keza Nejat Saydam’ın uyarlamasında oyun içinde oyun biçeminin devre dışı bırakılması hikayeyi melodramatik bir anlatıya dönüştürmüş; filmdeki başına ne gelirse gelsin namusundan ödün vermeyen Asiye portresi, orijinal metnin anlatısal özelliklerini de kaçınılmaz olarak değiştirmiş ve dramatik bir son hazırlamıştır. Orjinal metinde ve Atıf Yılmaz versiyonundaysa dramanın yerinde, Asiye için dernek başkanının da yardımıyla bulunan kurtuluş formülünün sermayesini bildiği işe yatırarak genelev patronu olmasının ironisi vardır.
Bu anlamıyla Asiye Nasıl Kurtulur, Atıf Yılmaz'ın 80lerde çektiği bir dizi kadın filminin arasında da, Yeşilçam’ın temsil rejiminden sıyrılmada katettiği yol ve refleksif biçimiyle özellikle 80lerin ikinci yarısında çektiği Ahh Belinda ve Adı Vasfiye ile birlikte sinemasal anlamda farklı bir dile işaret eder. 1985`te çektiği Adı Vasfiye`de seyirciye hayatına giren erkekler tarafından aktarılan Vasfiye`nin hikayesi; çelişkilerle dolu, gerçekçi olmaktan uzak bir kadın portresi ile filmin odağındaki sorguyu Vasfiye`nin hakikatinden kadın temsiline ve yönetmenin bakışına çeker. Ahh Belinda ve Asiye Nasıl Kurtulur`da ise bu temsillerin yaratım süreci: sahne, anlatıcı oyuncular, kamera ve ışık seyircinin gözünün önündedir. Asiye Nasıl Kurtulur’da bu biçem Pirhasan’ın senaryo düzenlemelerinin de etkisiyle başarıyla tutturulan mizahi ton ile birlikte, meselesini ele alırken kurduğu dili yenilikçi kılarak, filmi önemini bugün hala koruyan bir eser haline getiriyor.
Kaynakça:
Eylem Atakav, “Feminism and Womenʹs Film History in 1980s Turkey”, Doing Women’s Film History: Reframing Cinemas, Past and Future, der., Christine Gledhill, Julia Knight, University of Illinois Press, 2015, s. 132
Aslı Kodallı, “A. Vasıf Öngören’in Asiye Nasıl Kurtulur Adlı Oyun Metninin Atıf Yılmaz Yönetmenliğindeki Sinema Uyarlamasının İncelenmesi”, Yüksek Lisans Tezi, Haliç Üniversitesi, 2018, s. 80
Comments