Filmi izlerken insanlık kavramını sorgulayacağınız, Avrupa’nın ikiyüzlülüğü karşısında donup kalacağınız gerçek bir olayı konu alan Hotel Rwanda kesinlikle izlemeniz gereken filmlerin en başında yer alıyor diyebiliriz. Ancak film Hollywood yapımı olmasından kaynaklı olarak film içerisinde pek çok çarpıtma detay bulunmaktadır. Örneğin gerçekte 1200 küsur Tutsi’yi kurtardığı söylenerek otel yöneticisi Paul’ü bir kahraman olarak bize gösteren bu filmde aslında Paul’ün Tutsilere gönderilen yardımları bile parayla sattığını öğreniyoruz sonradan. Ancak yine de yakın tarihte olanları kişilerden bağımsız bir şekilde öğrenmek için izlemeniz gereken bir film diyebiliriz. Rwanda Oteli’nde tarihin hiç de uzak olmayan bir zaman diliminde 1994 yılında Güney Afrika’da Rwanda adında bir ülkede Belçika Hükümeti’nin kendi çıkarları uğruna Rwanda halkını nasıl birbirine düşman ettiğini, insanların burun genişliğinden tutun vücut ölçülerine kadar çeşitli bahanelerle nasıl yapay bir ırk oluşturduğunu tüm gerçekliğiyle gözlemleyebilirsiniz.
Konu Avrupa’da bir savaş olduğunda bir Avrupalının burnunun kanaması bile tüm dünyada büyük bir yankı uyandırırken
*100 gün içinde 1.000.000 civarında sivilin ölmesi
*100 gün içinde 500.000 civarında kadının tecavüze uğraması
* Hayatta kalanların sefalete, aylık 10$ ile geçinmeyi mahkum edilmesi
pek çok insan tarafından bilinmemektedir.
Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyanın bu duruma sessiz kalmasında, hala pek çok insanın bu katliamı bilmiyor oluşunda olayın üstünün örtülmesinde tüm dünya suçludur. Bu katliam Afrika yerine bir başka ülkede olsaydı tüm dünya yine üç maymunu oynar mıydı?
‘’Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar.
Bütün kara parçalarında Afrika dahil.’’
Filmde katliama dair verilen bilgilerden en vurucusu olan Tutsilerin silahla öldürülmek için para vermesi Ruanda katliamının nasıl vahşi bir katliam olduğunu anlamamıza yetiyor diyebiliriz. Yoksulluktan kırılan bu ülkede ateşli silahların olmaması insanların bıçak, balta gibi kesici aletlerle acı çekerek öldürülmesi çocuk, yaşlı, hamile demeden aşil tendonlarının kesilerek eziyet edilmesi 1994 tarihinde insanın ilk defa uzaya çıkışından 40 sene sonra günümüzden hiç de uzak olmayan bir tarihte. Kendi çıkarları için Avrupa’nın ve Batılı diye nitelendirdiğimiz o medeni devletlerin Afrika’yı nasıl ikinci sınıf insan olarak gördüklerini, yıllar boyu süren sömürülerini, dostu dosta düşman eden oyunlarını, bitip tükenmeyen hırslarını çok daha çarpıcı bir şekilde konu alan bir belgesel-film Ruanda Oteli.
Afrika dediğin bir garip kıta
El bilir alem bilir
Ki şekli bozulmasın diye Akdeniz’in
Hala eskisi gibi çizilir
Haritalarda
makaleyi ilkokul öğrencisinin yazdığını düşünüyorum. kötü bir yazı olmuş